YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
22 Haziran 2018 tarihinde eklendi

27 Mart 1975 “Gelibolu-Lapseki Depremi”

27 Mart 1975 Perşembe günü sabah 08,15’te Çanakkale’nin Gelibolu, Eceabat, Lâpseki ilçe ve merkez köylerinde geniş hasar bir deprem meydana geldi. Depremde, Gelibolu ilçesi sınırları içerisinde toplam 228 ev ağır, 467 ev hafif ve orta; Lâpseki ilçesinde 141 ev ağır, 57 ev orta ve hafif, Eceabat ilçesinde 26 ev ağır, 34 ev orta ve hafif hasar gördü. 17 vatandaş yaralandı. Deprem özellikle Çanakkale’nin Gelibolu, Eceabat ve Lâpseki ilçeleri ile köylerinde hasara neden oldu. Gelibolu Gazi İlkokulu’nun bir sınıfı tamamen çöktü. Okul % 50 hasar gördü. Gelibolu Kaymakamı Talat Sungur okulları 31 Mart Pazartesi gününe kadar tatil etti. Deprem Gökçeada’da hasara yol açtı. İlköğretmen Okulu’nun duvarları çatladı. Çanakkale’de de çok sayıda ev ve işyerinin camları kırıldı ve duvarları çatladı.

Yerleşim birimlerine göre ayrı ayrı hasar durumuna bakıldığında; Gelibolu Merkez ilçesinde 10 ev ağır, 87 ev orta ve hafif hasar; Yeniköy, 50 ev ağır, 32 ev hafif hasar görmüştü. Yeniköy’ün Kurulu olduğu yerden aşağıda, deniz kıyısında sağlam zeminli bir düzlüğe kurulması gerekirken yanlış yere kurulmuştu. Çünkü Yeniköy, 1953 yılı depreminden sonra bu düzlüğe nakledilmesi için gerekli tetkik raporları düzenlendiği halde, 1975 yılına kadar bu konu ile ilgili Bakanlık ve diğer yetkililer, maalesef hiç bir tedbir almamış ve bu yeni büyük felâketi âdeta beklemişlerdi.

Pazarlı Köyü’nde; 30 ev ağır, 40 ev hafif hasar, ayrıca minare yıkılmıştı. Köyün, 12 km. uzaklığında Çanakkale Boğazı kıyısında sağlam zeminli bir yere taşınması gerekiyordu. Yine aynı şekilde 1953 yılında verilen kesin bir raporun gereği olarak, bu iş de bugüne kadar yapılmadığı anlaşılıyordu. Ilgardere Köyü’nde 17 ev ağır, 90 ev hafif ve orta hasar görmüştü. Köy çevresinin, sağlam bir zemin aranarak burada yeniden iskân edilmesi gerekliydi. Ilgardere 1912 depreminde de büyük hasar görmüştü. Bayırköy’de; 36 ev ağır, 80 ev hafif hasar görmüş, okul, cami ve minaresi yıkıktı. Öncelikle bu kamu ihtiyaçları ele alınmalıydı.

Bolayır’da; 10 ev ağır, 15 ev hafif hasarlı olup, ayrıca Fevzi Çakmak Mahallesi - ki hasarın en büyük olduğu mahalledir- topluca sağlam bir zemine iskân edilmesi gerekiyordu. Kavakköy’de; 4 ev ağır, 13 ev orta ve hafif zarar görmüştü. Lâpseki - Umubey bucağı en ağır hasar gören merkezdi. Burada 100 ev ağır, 44 ev orta ve hafif zarar görmüştü. Tabaklar ve Yukarı Mahallesi’nin kesin olarak Çanakkale yolu boyunca yerleştirilmesi sağlanmalıydı. Kangırlı Köyü’nde; 41 ev ağır, 13 ev hafif ve orta hasar görmüştü. Okul ve lojman oturulamaz durumdaydı. Köyün bulunduğu zeminin kayalık ve sağlam olması nedeni ile durum ayrıca düşündürücüdür. Eceabat ilçesi Yalova Köyü’nde 4 ev ağır, 8 ev orta ve hafif hasar görmüştü. Kumköyü’nde 11 ev ağır, 19 ev orta ve hafif hasarlıydı. Beşyol Köyü’nde 2 ev hasar görmüştü. Küçük Anafartalar Köyü’nde 8 ev ağır, 12 ev hafif hasarlıydı.

Deprem sonrasında, Çanakkale milletvekili Hasan Sever, Çanakkaleli olan Jandarma Tuğgeneral İsmail Ülkü, Bigalı Balıkesir milletvekili Sadullah Usumi, Umurbey Belediye Başkanı Halil Alanlıoğlu, İskenderun Fen İşleri Müdürü Çanakkaleli Alev Albayrak ve  MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan Çanakkale Belediye Başkanı Reşat Tabak’a birer telgraf çekerek depremden duydukları üzüntüyü dile getirdiler.

Depremin duyulmasından iki gün sonra Çanakkale milletvekili Hasan Sever başkanlığında dört kişilik bir heyet bölgeye gelerek gerekli incelemeleri yaptılar ve konuyu TBMM’nin gündemine de taşıdılar. Deprem sonrasında İmar ve İskân Bakanı Nurettin Ok da bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. İmar ve İskân Bakanı Nurettin Ok 22 Mayıs 1975 tarihinde TBMM’nde yaptığı konuşmada; Afet İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı bir ekibimi, Çanakkale ve civarında depremin yaratmış olduğu hasarları mahallinde tespit etmek amacıyla göndermiş bulunuyordum. Onu takiben gelmiş olan heyet raporları elimde olmak üzere, bizzat vatandaşın huzurunda meseleleri tespit ve orada tescil etmek için 2,5 - 3 gün Çanakkale civarında dolaştım. Gelibolu, Yeniköy, Umurbey, Güneyli köylerini ayrı ayrı ziyaret ettim. Deprem afetinin bilhassa Umurbey’de yaratmış olduğu çok sıkıntılı durumları, çadırda yaşayan vatandaşlarımla bizzat görüşmek üzere, onlarla yaptığım ziyarette müşahede ettimdedikten sonra deprem bölgesine gönderilen heyetin raporunu bekleyeceklerini belirterek; Giden heyetimiz, genel hayata etkili mahiyetin de dışında, Çanakkale ve yöresinde vücut bulan depremi, bölgesel mahiyette telâkki eder ise, o zaman umuyorum ki, gerek saymış olduğum Umurbey, Yeniköy ve Güneyli mıntıkasında ve gerekse onun dışında genel hayata etkili mahiyette görülmeyen kesimlerde vatandaşlarımızın yıkılan evlerini yeniden yapmak, tamir ve ıslah isteyen konutlarını tamir ve ıslah etmek cihetine gitmek imkânımız doğacaktır demişti.

Kırsal bölgelerdeki vatandaşların, devletten beklediği acil yardım maalesef hemen sağlanamıyordu. Yine vatandaşa ilk elini uzatan Kızılay’dı. Kızılay deprem bölgesine hemen 810 çadır gönderdi. Kızılay’ın elindeki olanaklarla halkın giyimi de kısmen giderildi. Gelibolu’da bulunan 2.Kolordu Komutanlığı vatandaşlara sahra çadırları kurdu. İmar ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü bu kadar büyük çaplı bir bakanlık olmasına karşın, yaptıkları işler kesin sonuca bağlanamadı. Bu bölgenin büyük fay hattı üzerinde olması nedeniyle, gerekli köklü tedbirlerin alınması gerekiyordu. Türkiye’de çok ilginç olan bir şey vardır ki, deprem sonrasında evleri yıkılanlara ev veriliyor, köylünün ev kadar büyük ihtiyacı olan samanlık veya ahır hiçbir zaman düşünülmüyordu. Dolayısıyla evler yapılıyor ama samanlık ve ahırlar yapılmadığı ve yapılacak yer de olmadığından verilen evler göstermelik olarak kalıyordu. Vatandaş o nedenle devletin yaptığı ev yardımını almak istemiyordu.

Ülkemizde yaşanan her depremden sonra siyasetçiler felaket bölgesine geliyor ve güzel şairane nutuklar söylüyorlar. Sonra da felaketzedelere verdikleri sözler unutuluyor. Ama gerçek olan şudur ki; Devleti şairler idare etmiyor. Devleti ekonomistler ve teknik adamlar idare ediyorlar. Sorunlara bu gözle bakmalı ki, bir daha aynı felaketleri, Allah göstermesin bir daha yaşamayalım.

10.470 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021