YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
09 Şubat 2017 tarihinde eklendi

Yenice Depreminde Mahkumlardan İnsanlık Dersi

18 Mart 1953 günü saat 21.05’te meydana gelen Yenice depremi sonrasında ilçede neredeyse taş üstünde taş kalmamıştı. Depremin meydana gelmesinden hemen sonra Çanakkale Valisi Sefaettin Karanakçı, vilayet genelinde depremin meydana getirdiği hasar ve can kaybının olup olmadığını tespit için çalışmalara başlamıştı. İlk gelen bilgilere göre Çan ilçesinde önemli kayıplar olduğuydu. Yenice ilçesinden ise bir bilgi alınamamıştı. O nedenle Yenice’de de diğer ilçelerdeki bir hasar olduğu düşünülmekteydi. Yenice hakkındaki bu düşünce ilçe hâkimi Necmettin Güçer’in yaralı bir vaziyette bir araçla sabaha karşı Çanakkale’ye getirilmesiyle tamamen değişmişti. Hâkim Necmettin Güçer’in verdiği bilgilere göre, Yenice tamamen yıkılmıştı ve can kaybı oldukça yüksekti. Bu haberi alır-almaz Çanakkale Valisi Sefaettin Karanakçı beraberinde Müstahkem Mevki Komutanı General İhsan Güney, Jandarma Alay Komutanı, Emniyet Müdürü, Çanakkale milletvekilleri Kenan Akmanlar ve Ömer Mart olduğu halde hemen o gece Yenice’ye hareket etmişlerdi. Vali hemen harekete geçerek ilk tedbirleri aldırmış, sağlık ve ilk yardım ekiplerinin Yenice’ye doğru hareket etmelerini sağlamıştı. Vali, bölgeye en yakın yer olan Biga’nın Kaymakamına telefon ederek hemen Yenice’ye hareket etmesi emrini vermişti. Biga Kaymakamı bölgedeki gençleri yanına alarak Yenice’ye ulaşmış ve ilk yardım çalışmalarına başlamıştı. Yenice’de iki şey ayakta kalmıştı. Biri Atatürk heykeli diğeri de Mustafa Bodur’a ait evdi. Diğer her şey yıkılmıştı. Biga Kaymakamı ve beraberindekiler Yeniceye geldiklerinde kasabanın tamamen yıkıldığını ve yer yer yangınların meydana geldiğini görmüşlerdi. Depremden kurtulanlar ile Yenice Hapishanesindeki mahkûmların yardımlarıyla yaralıları kurtarma ve yangınları söndürme çalışmalarına başlamışlardı. Yenice depremi sırasında en önemli görevi dönemin yenice Savcısı Mesut Özel üstlenmişti. Savcı Mesut Özel sarsıntı olur olmaz, çocukları ve eşiyle birlikte sokağa fırlamış ve böylece ölümden kurtulmuşlardı. Fakat bu ölümden kurtuluş neye yarardı? Yenice birkaç saniye içinde bir harabeye dönmüştü. Kar, fırtına, ölümden kurtulmak isteyen yüzlerce insanın şehri baştanbaşa kaplayan acıklı feryatları her tarafı kaplamıştı. Savcı Mesut Özel, karısını ve çocuklarını yıkık bir duvarın köşesinde, kara, göz açtırmayan tipiye, daha doğrusu meçhul bir akıbete terk ederek, Yukarı Mahalle bulunan Cezaevine doğru koşmuştu. Savcı Özel’in bu durumu tamamen görev aşkındandı. Cezaevinde dört jandarmanın koruması altında bulunan ve içlerinde yirmi tane de ağır cezalı bulunan otuz beş mahkûm ve tutukluyu merak etmişti? Savcı, oraya vardığı zaman, bu kaza ve kader kurbanı insanları, yıkılan Cezaevinin avlusunda iki sıra dizilmiş olarak buldu. Savcı Mesut Özel, öğreniyor ki, bu mahkûmlar kendilerini bekleyen jandarmalara: Biz kaçmayız, burada böyle kalırız. Siz koşun jandarma kumandanını ve ailesini kurtarın diye yalvar yakar olmuşlar. İçlerinden en yaşlısı atılmış, savcıya mert ve erkek bir sesle şöyle demiş: Kaçmak falan şöyle dursun, şuradan şuraya adım atmayız. Bize izin ver de, Yeniceli kardeşlerimizin imdadına koşalım. Savcı önde, onlar arkada çarşı boyuna gelmişlerdi. Mesut Özel, bu mahkûmlardan ikisine şu emri vermişti: Haydi çocuklar vakit geçirmeden Biga’ya koşun, felaketten Bigalıları haberdar edin. Yenice ile Biga’nın arası tam otuz beş kilometre. Kar, tipi, dondurucu soğuk vız gelmiş, bu iki mahkûma. Kestirme olsun diye şoseyi bırakmışlar, gecenin o zifiri karanlığında, dağ, tepe demeden, yorulmak bilmeden saat 03.00’te Biga’ya vardılar. Yenice’nin uğradığı felaketi haber verdiler. Kasabada savcı ile birlikte kalan otuz iki mahkûmun o geceki fedakârlıklarını, Mesut Özel hayatı boyunca unutmamıştı. Savcı Mesut Özel şöyle diyor: Yüzlerce insanı enkaz altından kurtardılar. Allah cümlesinden razı olsun. Savcı Mesut Özel’in yetmişlik ninesi Hafize Hatun da felaket kurbanlarındandı. İhtiyar nine, romatizmalı olduğundan odasından dışarı çıkamamış, zavallı kadın evin enkazı altında kalarak ölmüştü. Çanakkale’de yaşanan son depremden tam 61 yıl önce Yenice Savcısı Mesut Özel ve Yenice Cezaevi’ndeki kader mahkûmları tam bir insanlık dersi vermişlerdi. Yenice depremi sırasında yaşananlar, duygular, yardımlar ve en önemlisi de Yenice’nin yeniden imar edilmesi konusunda 1953 yılı Eylül ayında Çanakkale Valisi olan İhsan Sabri Çağlayangil’in yaptıkları ve konuyla ilgili izlediği yöntemleri arkadaşım Barış Borlat’la18 Mart 1953 Yenice Depremi ve İhsan Sabri Çağlayangil’in Raporuadlı kitapta 2013 yılında kaleme almıştık. Tarih bilinsin ki tarihten ders alınsın ve tarih tekerrür etmesin diye… 

17.774 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021