YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

650 Yıllık Bir Sanat: “Tahta Baskı”

09 Şubat 2013 tarihinde eklendi

650 yıllık bir geçmişe sahip olan “Tahta Baskı” sanatı Çanakkale’de yaşatılmaya devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk El Sanatları Sanatçısı Handan Cengi,z Onsekiz Mart Üniversite  Radyosu Kampüs FM’de Muteber Yüğnük’ün konuğu oldu.  Tahta Baskı Sanatı hakkında önemli bilgiler aktaran Cengiz, “650 yıl önce yaşanmış bir sanat dalı günümüze kadar taş baskı, çömlek baskı diye gelmiş. Şimdi de ıhlamur ağacına Osmanlı dönemindeki desenler oyularak, kasnaklara dökülen kök boyayla pamuklu kumaşın üzerine darbeyle pres yapılıp, çıkartılıp daha sonra ütüyle sabitleştiriyoruz” diyor. Handan Cengiz, Tahta Baskı’nın köklü bir geçmişe sahip olduğunu dile getirdi ve özellikle Osmanlı Devleti zamanda bu sanata çok önem verildiğini söyledi. Osmanlılarda her yazma kalıbının bir anlamı olduğunu söyleyen Cengiz sözlerine şöyle devam etti; “ Tahta Baskı ‘Şinanay Lambası’ denilen kalıp, Osmanlı döneminde saraylarda yağdanlık olarak geçermiş. ‘Kuzu gözü’  baskısı köylerde erkeklerin mintanlarının yakalarına işlenirmiş.’ Bu genç bekardır.’ anlamına gelirmiş, ‘kuzu gözü ’baskısının kullanılması. ‘Çintemani’ Osmanlı döneminde bereketin ve nazarın simgesiymiş. Padişahlar içliklerinin içine işletirlermiş bu motifi.
Her Rengin Bir Dili Var
Kullanılan her rengin bir dili olduğunu belirten Cengiz; “Sarı ‘ağıt’ anlamını taşır. ‘Sarı yazma’  feryattır bir nevi. Örneğin gelin dul kalmış veyahut çocuğunu kaybetmiş olabilir, bu sebepten bu rengi kullanır. Kaynanamızın rengi ‘mor’dur. Fes rengi de denilir bu tona. Kenarının iğne oyası da ibrişimle yapılır, tam dört parmaktan oluşan, iktidarlığını simgeler. Yeni gelin ‘pembe’ yazma bağlar, bu yaşmak türündedir tam ağzını kapamaz; eğer mutsuz ise bir derdi varsa kırmızı yazma bağlarmış; böylelikle kayınbabası bunu görür ve hanımına ‘gelin kızın bir derdi var yazmasının renginden belli ki, git sor hele bir ne imiş kızcağızın sıkıntısı?’ dermiş. Bekâr kızlarda da yaşmak değil de; yazmanın ense altından çekilerek bağlananı kullanılır, onun rengi de pembe-kırmızı arası olur” dedi.
Çanakkale'liler Yaşmak'a “Çember” der
Yazma bağlama çeşitlerinden de bahseden Handan Cengiz şunları söyledi:“Yaşmak dendiği zaman tülbendi yani yazmayı ki Çanakkale’de ‘çember’ adı veriliyor; kare biçiminde açıyorsunuz komple başınıza sarıp, bir ucundan çenenizin altından geçirip kafanızın üzerine getiriyorsunuz, işte bu yaşmağın bağlama biçimi. Genç kızların bağladığı yazmanın ise; o kare yazmayı ikiye katlayıp üçgen şekilde tutup kulağınızın altından geçirip ön boynunuzun, gerdanınızın altından doluyorsunuz bir nevi kolyeleştirerek kullanıyorsunuz. Kayınvalidelerin yazmalarına ‘kaynana tokmağı’ basılır; yumruk gibi burulu, yaprakları olan, güçlü bir çiçeğe benzer bu motif” Çanakkale’de sanatını geliştirmek adına gerekli desteği göremediğini söyleyen Handan Cengiz bu sanatın tarihe ayna tutan bir değer olduğunu vurguladı ve Çanakkale’de bir atölye açma istediğini de dile getirdi.

1.240 kez okundu