YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel

Çanakkale’de Halep Vapuru Şehitleri Anısına Dalış

Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümü kapsamında Türk Kızılayı tarafından Akbaş Şehitliği bölgesinde anı dalışı gerçekleştirildi.

21 Ekim 2015 tarihinde eklendi

Eceabat ilçesinde yer alan Akbaş Şehitliği’nde gerçekleştirilen etkinlik şehitlikte anma töreni ile başladı. Kızılay Çanakkale Şube Başkanı Mehmet Kaplan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Dokuz, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Mehmet Gürkan, Kıyı Emniyeti Çanakkale Müdürü İsmail Durgun ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden öğrenciler ve askerlerin katıldığı törende günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmalar yapıldı ve şehitliğe karanfiller bırakıldı.  Ardından “Çanakkale Şehitleri Saygı Dalışı Grubu” üyeleri 100 yıl önce  İngiliz “E11” denizaltısı tarafından hastane gemisi olarak kullanılan Halep Vapuru’nun vurulduğu nokta olan Akbaş Mevkiinde, 12 metre derinliğindeki başka bir batığa şehitler için anı dalışı yaptı. Grup üyeleri ayrıca günün anısına deniz içinde Çanakkale Şehitlerini andıklarına dair bir pankart ile birlikte Türk bayrağı açtı.

HALEP VAPURU VE E-11'NİN ÖYKÜSÜ
3 Kasım 1914 Osmanlı Devleti için son büyük savaşına başladığı gündü. İtilaf devletleri donanması Akdeniz'den İstanbul'u ele geçirmek için harekete geçerken, Almanların desteğini alan Osmanlı, Çanakkale'de büyük bir savunma hazırlığına girişmişti. Bedeli ne kadar ağır olursa olsun, itilaf devletleri donanmasının Çanakkale Boğazı'ndan geçmesi engellenecekti. Bölgeye asker ve mühimmat sevk etmek için kullanılabilecek en kolay ve güvenli yol Marmara Denizi'ydi. Bu amaçla, seferberlik ilan edilmiş ve Türk sularındaki tüm deniz taşıtlarına el konulmuştu. Askeri gemilerin yanı sıra Marmara'nın hırçın sularında İstanbul'dan ve Mudanya'dan sevkiyat yapabilecek tüm sivil gemiler, asker ve mühimmat sevkiyatıyla görevlendirilmişti. O günkü adı Şirket-i Hayriye olan şehir hatları gemileri büyük önem taşıyordu. Bu gemilerin içinde, 1881 yapımı 110 metre uzunluğundaki Halep Vapuru da vardı. İtilaf Devletleri Çanakkale cephesinde ummadıkları bir direnişle karşılaşmıştı. Yaşanan büyük kayıplar İstanbul'a karadan ilerlemenin mümkün olmadığını gösteriyordu. Çanakkale direnişini kırmanın tek yolu, ittifak kuvvetlerinin ikmal yollarını kesmek ve ordunun moralini bozmaktı. Bu iş için en uygunu Kuzey Denizi'ndeki savaşta başarısını kanıtlayan sinsi bir silahtı. Denizaltılar, Boğaz'ı alttan geçerek Marmara'ya girmeliydi. Birkaç başarısız denemenin ardından bu tehlikeli görevi ilk başaran Avustralya'nın AE2 denizaltısıydı. Mürettebat, tek bir gemi batıramadan yakalanmış ve denizaltı sulara gömülmüştü. Ancak AE2'nin keşfettiği rota, boğazın geçiş yolunu itilaf kuvvetlerine göstermişti. 19 Mayıs 1915 günü Yüzbaşı Martin Eric Dunbar Nasmith komutasındaki İngiliz E-11 denizaltısı bu yolu izleyerek Marmara'ya girdi.Vakit kaybetmeden İstanbul'a seyir eden Nasmith, burada ilk gemisini batırdıktan sonra, Marmara sularında yöneldi. E-11'in bu sulardaki macerası sonraki 7 ayda 96 gün devam edecek ve denizaltı bu süre içinde içlerinde Osmanlı Donanması'nın en önemli savaş gemilerinden biri olan Barbaros Hayrettin Zırhlısı'nın da bulunduğu 94 gemiyi batıracaktı. E-11'in Marmara'daki gerçekleştirdiği operasyonlar, müttefikleri alarma geçirmişti. Marmara Denizi E-11'e karşı kuleler ve zeplinlerle gözetleniyor, devriye gezen gemiler ve deniz uçakları denizaltıyı tespit etmeye çabalıyordu. Bu gerilimli ortamda, askeri hedeflere karşı elindeki tüm imkanlarla saldıran Yüzbaşı Nasmith, cepheye erzak ve mühimmat taşıyan sivil gemileri de durduruyor ancak gemiyi, sivil mürettebatı tahliye ettikten sonra batırmaya özen gösteriyordu. Akbaş Limanı, muharebeler boyunca müttefiklerin temel ikmal üssüydü. Marmara'dan gemilerle gelen cephane ve erzak buradan cepheye naklediliyor, cepheden gelen yaralılar gemilerle İstanbul'da kurulan hastanelere gönderiliyordu. 25 Ağustos 1915 sabahı, liman yine hareketliydi. Gece boyunca cepheden gelen yaralı askerlerden 200'ü limanda bağlı olan Halep Vapuru'na yerleştirilmiş, vapur seyir için hazırlanmıştı. Ancak saat 07.20 sıralarında E-11 denizaltısının liman çevresinde devriye gezen Gunbot'a saldırması ile ortam hareketlenmişti. Gunbot ve bir destroyer denizaltıyı uzaklaştırmak için ateş ederken, limanda demirli üç vapuru gören Kaptan Nasmith aceleyle son bir saldırıya girişmişti.

KAPTAN SEYİR DEFTERİNDE OLAYI ŞÖYLE ANLATTI
Kaptan Nasmith, E-11'in seyir defterinde de o günü anlattı: "Periskoptan limanda bağlı üç vapur görüyordum. Bunlardan yakınımızda olanı Kızılay amblemleri ile boyanmış bir hastane vapuruydu. Ona saldırmaktan hemen vazgeçip, diğer vapura yöneldim ve torpidoyu ateşledim. Üzerinde hiçbir işaret bulunmayan bu vapur muhtemelen cephane taşıyordu. Ön kısmından isabet alan vapur batmaya başladı." Ancak Kaptan Nasmith yanılmıştı. Cepheden o gece gelen yaralılar öylesine çoktu ki 200 kadarı Halep Vapuru'na bindirilmiş ancak vapurun üzerine Kızılay bayrağı asılamamıştı. Ne yazık ki, bu yaralılar batmakta olan gemiden kurtulmayı başaramadı. Şehit askerler gemiden çıkarılıp Akbaş Limanı'na defnedildi ve burada onların anısına bir şehitlik yapıldı.

2.218 kez okundu