YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
02 Temmuz 2018 tarihinde eklendi

Acıyı da, Ödülü de Çanakkale İle Öğrenen Bir Müzik Adamı “Faik Canselen”

Cumhuriyetle birlikte; Türkiye’de peş peşe devrimler gerçekleştirilmiş Türk toplumu hızla çağdaş dünya içerisinde parmakla gösterilen bir konuma gelmişti. Tarihler 5 Aralık 1934’ü gösterdiğinde Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmesi bu devrimlerinin en son halkasını oluşturuyordu. Bu tarihten üç hafta sonra dönemin önemli gazetelerinden biri olan Cumhuriyet gazetesinde Yeni inkılâp yolunda!başlığı ile Büyük bir ulusal musiki müsabakası açıyoruz” diye bir haber yer alıyordu. Açıklama ise Ercüment Ekrem Bey’in başkanlığında bir komisyon oluşturulduğu ve bu komisyona tamamen ulusal benliğimizi haykıracak şiirlerin (güftelerin) beklendiği belirtilmekteydi. Yarışmaya gönderilecek şiirleri halk değerlendirecek ve yarışmayı kazanan eserler bu şekilde belirlenecekti. Daha sonra bu eserler bestelenecekti. Bestelenecek eserler; Boğaziçi’nin cennete açılmış yeşil bir balkon gibi sırtlarında ölen bir akşamı, kan ve kemikle yeniden inşa edilen Çanakkale’yi, Dumlupınar’ı, nazlı İzmir’in hicranını, bir efenin dağlara dirsek vuran özgürlüğünü, öksüzlerin ince sessiz tasasını anlatmalı, dinleyenler eserlerde insanlık ve hayatla beraber kendilerini, Türk’ü ve Türk ruhunu bulmalı” deniliyordu.

Bu duyurular yarışma süresi boyunca çeşitli kereler devam etti. Yarışmanın sonucu 15 Şubat 1935 tarihinde açıklandı. Yarışmaya gönderilen şiirlerden Dinmeyen Ağrı birinci, Sevgi Yolunda ikinci ve Yeşil Gözler üçüncü seçildi. Birinci şiirin sahibi M. Esen’e 25, ikinci şiirin sahibi N. Karakoç’a 15 ve üçüncü şiirin sahibine de 10 lira para ödülü verildi.

Beste yarışması jürisi ise İstanbul Konservatuarı Yusuf Ziya Bey başkanlığında dönemin önde gelen musikişinaslarından oluşturulmuştu. Jüri yarışma için gönderilen elli yedi eseri değerlendirdikten sonra final için yedi eseri seçti. Finale kalan eserlerin belirlenmesi için halkın katılacağı bir konser düzenlendi. 15 Mayıs 1935 tarihinde Beyoğlu Saray Sineması’nda düzenlenen konsere Rus sanatçılar da katkı sağladılar. Sonra yedi eser icra edildi ve halk, oylarını kullandı. 17 Mayıs günü yapılan sayım sonucunda; o sırada Çanakkale Ortaokulu’nda Müzik Öğretmeni olarak görev yapan Faik (Canselen) Bey Köy Türküsü  adlı eseri birinci seçildi. Vecdi Moralı’nın  Zeybek adlı eser ikinci olurken, yine bir öğretmen olan Balıkesir Ortaokulu Müzik Öğretmeni Halit Ozan’ın Ayşem adlı eseri de üçüncü oldu. Eseri birinci seçilen Çanakkale Ortaokulu Müzik Öğretmeni Faik Canselen’e gazete ödül olarak yüz lira verecekti.  Faik Canselen, Atatürk’ün Türk müziğini yerellikten, ulusallığa ve evrenselliğe dönüşümünü kavrayan Cumhuriyet döneminin ilk kuşak müzik öğretmenlerindendi. 1909 yılında Kırklareli’nde doğmuştu. Ailesi Balkanlar’dan göç etmek zorunda kalmış ve annesini de küçük yaşta kaybetmişti. Çanakkale Savaşları’nın başlaması üzerine babası da savaşa çağrılında altı yaşındaki Faik kimsesiz çocukların barındığı  Şefkat Yuvasında büyüdü. Faik Bey, 1926 yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi’ne başladığında henüz on yedi yaşındaydı ve gelecekte çok meşhur olacak olan İleri Marşını besteledi.  Bu marş tüm Türkiye’de kısa sürede benimsendi.

İleri Marşı bütün çocukların yol göstericisi ve hedefi oldu. İleri Marşı, ortaokul yıllarında müzik öğretmenimiz Erdoğan Gökmen tarafından bize öğretilmişti.

Yürü, bu yol şeref zafer yolu / Karşında bekliyor seni tanyeri

Yürü, atıl devir karanlığı / Durma yürü, haydi ileri.

Varsın gel desin sana / Yeşil gölgeli çamlar

Ninni fısıldayan dereler / Şen nağmeler, gülen bir boğaz.

Hayır, sakın yolunda kalma sen / Dağları yıkan gücünle sars her yeri

Atam diyor, öğün çalış güven / Durma yürü, haydi ileri.

Faik Canselen, 1931 yılında Musiki Muallim Mektebi’ni bitirdiğinde genç bir müzik öğretmeni olarak Çanakkale’ye atandı. Cumhuriyetin 10.Yılı kutlamalarında Çanakkale'de görev yapıyordu. Milli Eğitim Müdürü Latif Öktem’le çok güzel kutlamalar ve müzik şölenleri yaptı. Çanakkale Halkevi Başkanı Halil Dilmaç da Halkevi’nin müzik kolunda Faik Bey’den çok yararlandı. Faik Bey, Çanakkale’yi çok sevdi ancak öğretmen olması sebebiyle tayini Zonguldak’a çıktı ve Çanakkale’den ilk görev yerinden ayrılmak zorunda kaldı. Ama Çanakkale’yi unutmadı. O Çanakkale sevgisini Çanakkale bestesiyle ölümsüzleştirdi. Zonguldak Ortaokulu’nda Müzik Öğretmenliğini sürdüren Faik Canselen, 1938 yılında Ankara Devlet Konservatuarına kabul edildi. Burada beş yıl İleri Kompozisyon ve Orkestra Yönetimi eğitimini tamamladı. Konservatuarı bitirdikten sonra Ankara Devlet Konservatuarı ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde armoni, müzik tarihi ve koro öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Lisesi ve Askeri Mızıka Okulu’nda dersler verdi. 2.Dünya Savaşı sonrasında 1947-1949 yıllarında Paris’e gönderildi. Burada Paris Collège César Franck ve Paris Devlet Konservatuarını bitirdi.  Yurda döndükten sonra öğretmenliğe devam etti. Kırk iki yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekliye ayrıldı ancak hiç boş durmadı, öğrenci yetiştirmeye ve eser vermeye devam etti. Hayata müthiş derece bağlıydı. Faik Canselen, Atatürk’ün Türk müziğinin çağdaş seviyeye ulaşması ve evrenselleştirilmesihedefine hayatını adamıştı. Bu çalışmalarından dolayı  Sevda Cenap And Müzik Vakfı 2003 yılında, 2003 yılı Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyası’nın Danışma Kurulu’nun önerisi de dikkate alınarak Faik Canselen’e yazdığı ders kitaplarıyla okul müzik eğitimine, Cumhuriyet müzik devrimine yaptığı katkıları nedeniyle layık gördü. 17 Eylül 2009 yılında bir asırlık ömrünü tamamlayarak bu dünyadan göçen Faik Canselen pek çok öğrenci yetiştirdi. Onlar Atatürk’ün ondan dinlemenin ayrıcalığını yaşadılar.”

Küçük yaşta Çanakkale Savaşları sebebiyle büyük acılar çeken, müzik öğretmenliğine Çanakkale’de başlayan Faik Canselen, “Gelin Ayşe Türküsü”, “Akıncılar”, “Gençlik Marşı”, “Eminem”, “Boş Beşik”, “Rumeli”, “Çanakkale ve hiç şüphesiz ki İleri Marşı ile ebediyen Türk Milletinin gönlünde yaşayacak...

2.396 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021