YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
13 Haziran 2017 tarihinde eklendi

Çanakkale’de Boğaz Sırtlarına Zaferin Tarihini Yazanlar

Çanakkale Zaferi dünya tarihine 18.III.1915 olarak geçmiştir. Savaş sona ermiş Boğazlar bölgesi yenilenler tarafından işgal edilmiş ve ancak Lozan Antlaşması imzalandıktan ve onaylandıktan sonra Boğazlar bölgesi 6 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne teslim edilmişti. Bundan 23 gün sonra da Cumhuriyet ilan edilmişti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir taraftan uzun yıllar devam eden savaşın izlerini ve yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldırmaya çalışırken, diğer taraftan da çağdaş bir toplum yaratmak üzere devrimler gerçekleştiriyordu. Cumhuriyet döneminde 26 Aralık 1925’te kabul edilen kanuna göre takvim ve saat ölçüleri uluslararası ölçüler esas alınarak ortak bir takvim kullanılması kabul edildi. Dünya devletleriyle aynı takvimi kullanmak için 1 Ocak 1926’da Miladi Takvim kullanılmaya başlandı. Uluslararası takvim kullanılmaya başlandığı yıl Çanakkale Boğazı’nda da Çanakkale Zaferi’ni simgeleyen bir tarih Boğazı süslemeye başladı. Çanakkale Orta Mektep talebeleri Tarih öğretmenleri Mehmet Halit Sarıkaya ve o sıralar yüzbaşı rütbesinde olan 3 Numaralı Jandarma Efrat Mektebi’nde görevli Ali Aksoy’un gözetiminde tarihin sayfalarına18 Mart 1915 olarak geçen Çanakkale Zaferi’ni Boğazdan geçen veya oturan herkesin görebilmesi ve hatırlaması için Boğaz sırtlarına 18.III.1915 olarak yazdılar. Çanakkale Orta Okulu öğrencileri topladıkları beyaz çakıl taşlarıyla bu yazı meydana getirildi. 1926 yılı 18 Mart gününde artık Çanakkale Boğazı’nı bu yazı süslüyordu. Türkiye’de devrimler devam ediyordu. Boğazdaki bu yazıdan iki yıl iki ay iki gün sonra uluslararası rakamların kullanılmasına geçildi. 20 Mayıs 1928’de kabul edilen 1288 numaralı kanun ile Türkiye’de 1 Haziran 1929 tarihinden itibaren uluslararası rakamların kullanılması mecburi hale geldi. Böylece Doğu Arap rakamları bırakılıp Latin rakamları kullanılmaya başladı. Rakamların değiştirilmesi, harflerin değiştirilmesi konusunu da gündeme getirdi.Uluslararası rakamların kullanılmasına geçilmesinden sonra da Çanakkale Boğazı sırtlarındaki 18.3.1915 tarihi değişmedi. Uzun yıllar Çanakkale Boğazı’nın simgesi olarak bu yazı bu şekliyle kaldı. Bu yazının 18 Mart 1915olarak değiştirilmesi gerektiği zaman zaman dile getirilse de altmış yıla yakın 18.III.1915 olarak kaldı ve daha sonra tamamen kaldırıldı.  Bu yazının buraya yazılmasını sağlayan hem Tarih Öğretmeni Mehmet Halit Sarıkaya ve hem de Jandarma Efrat Okulu Yüzbaşısı Ali Aksoy 1961 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Senatosu’na senatör olarak seçildiler ve 7 Haziran 1964 tarihine kadar senatör olarak Türk Milletine hizmet ettiler. Boğaza bu yazıyı yazanlardan; Mehmet Halit Bey, 1902 yılında İstanbul’da doğmuş, Çanakkaleli bir ailenin çocuğuydu. İstanbul Darü’l-Fununu Edebiyat Şubesi Tarih-Coğrafya bölümünden mezun oldu. İstanbul Aksaray Mahmudiye Vakıf Okulu, 45.İlkokul, Ankara Erkek Lisesi, Trabzon Erkek Öğretmen Okulu, İzmir Lisesi, Çanakkale Ortaokulu, İzmir Lisesi, Haydarpaşa, Adana, Kandilli ve Vefa Liselerinde öğretmenlik yaptı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi oldu. 1950 seçimlerinde milletvekilliği için aday olduysa da seçilmedi. 1961’de Cumhuriyet Senatosuna Çanakkale’den senatör seçildi. İki çocuğu olan Mehmet Halit Sarıkaya, 11 Mart 1991 tarihinde vefat etti. Çanakkale Boğazı’na 18.III.1915 yazısını yazanlardan Ali Aksoy, Harp Okulu’nu bitirdi. Birinci Dünya Savaşına yedek subay adayı olarak katıldı.  Savaştan sonra jandarma subayı olarak Çanakkale, Çankırı, Sürmene ve Hatay’da görev yaptı. Ankara Jandarma Okulu’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulundu. Son görevi Kars İl Jandarma Alay Komutanlığıydı. Ali Aksoy, 1961 yılında Cumhuriyet Senatosu’na Çanakkale Senatörü olarak seçildi. Bu görevini tamamladıktan sonra emeklilik günlerini yaşamaya başladı. 1 Ocak 1970 tarihinde hayata gözlerini yuman Ali Aksoy, ünlü soprano sanatçısı Filiz Aksoy’un da babasıdır. 

2.944 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021