YUKARI ÇIK

Çanakkale Travel
Çanakkale Travel
02 Nisan 2020 tarihinde eklendi

Yılların Ardından… Çanakkale’de Macuncu

Helvacı helva

Şeker lokumlu helva

Kendir tohumlu helva

Beğenmezsen sen alma

Macun…

Fındıklı, cevizli, geldi gidiyor!...”

İşte orada. Çanakkale’nin hiç dinmek bilmeyen rüzgârının, mahallede anafor yaptığı o beş yol ağzında… İçeri çökmüş siyah gözlerini çerçeveleyen kalın kaşları üzerine düşmüş kirli kasketi, yakası kalkmış ve hakiki rengi çoktan kaybolmuş yer yer yırtık paltosu, belki alındığı günden beri bir defa dahi ütülenmemiş pantolonu ile o her yerde ve her zaman görülen satıcılara benzemeyen bir adamdı. Haftalık sakallı yüzünden hayatı hor gören bir anlam vardı. Omuzları dik, göğsü ilerde ve mert bir görünüşe sahipti. Bu hayatını kazanmak ve geçinmek için çalıştığını ve kimseye minnet etmediğini anlatmak bakımından içten olmayan bir görünüş de olabilirdi. Fakat şu muhakkaktı ki, gözlerinin içi binbir çeşit çiçeklerle süslü bir Japon bahçesi gibi renk renk yanıyor ve mehtaptaki sular misali ışıldıyordu. Kalın erkek sesiyle söylediği tekerlemeler çocuklarımızın en çok sevip söyledikleri türküler arasında idi. Sabah, öğle ve akşamüzerleri muhakkak mahallemize uğrardı. Onun sesini duyan bütün yavrular en çok sevdikleri kaydırak ve top oyunlarını bırakıp evlerine dağılırlar ve çok geçmeden teker teker üçayaklı sehpanın etrafını sarmaya başlarlardı. Bir kovanın etrafında uçuşan arılar gibi…

O, çocukların sayısı arttıkça daha çok neşelenir ve çocukların uzattıkları paraların miktarına göre tahta parçacıklarına renk renk macun sarar bir taraftan da onları tekerlemeleriyle eğlendirmeye çalışırdı. Her çocuğun arzusunu yerine getirmeye uğraşır, hepsini güldürmek için türlü türlü şaklabanlıklar yapardı. Rüzgârlarla savrulan tozlar çocukların macunlarına esmer bir renk verirken onlar tablanın yanından ayrılır, yine eski oyunlarına koşarlardı.

İşte garip hayatın garip felsefesi…

O,

Evin önü minare,

El ettim eski yâre,

Bende parasız macun yok,

Getirin evinizden pare,

Helvacı helva,

Şeker lokumlu helva,

Kendir lokumlu helva,

Beğenmezsen sen alma.”  tekerlemesiyle uzaklaşır. Sesi helezon yapan rüzgâra karışır, kaybolurdu. Yılların kaybolup gittiği gibi…

3.390 kez okundu
Yazarın Diğer Yazıları
Milli Birlik ve Beraberlik Günü 18 Şubat 2023
Feyzi Efendi İdam Cezasını Haketti mi? 29 Aralık 2022
Hiçbir Millet, Bir Devlet Adamını Atatürk Kadar Sevmedi 09 Kasım 2022
Çanakkaleli Kadınların Şevkat Eli: “Çanakkale Yardımsevenler Cemiyeti” 03 Ekim 2022
Ege’deki Adaları Nasıl Kaybettik? 19 Eylül 2022
Zafer Günü Münasebetiyle “Durma Yürü, Haydi İleri” 30 Ağustos 2022
Çanakkale Topraklarından Bir Nejat Uygur Geçmişti 25 Ağustos 2022
Atatürk’ün Çanakkaleli Kızı: “Berta Bensussen” 24 Temmuz 2022
Çanakkaleli Bir Münevver Mehmet Ali Tevfik Bey’in Ölümü 13 Temmuz 2022
Marshall Yardımı ve Karabiga’ya Getirilen İlk Harman Makinesi 04 Temmuz 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Üretimin Teşvik Edilmesi 09 Haziran 2022
2. Dünya Savaşı Yıllarında Çanakkale’de Yemek Fiyatları 08 Mayıs 2022
Kumkale Ovasını Islah Edelim, Ama Sonra Ne Yapalım? 24 Mart 2022
İster İnan İster İnanma: Çanakkaleli Bir İllüzyonist “Avni Raca” 20 Şubat 2022
Çanakkale’de Cumhuriyet Kültürünün Müzik Alanında Yansımaları 12 Şubat 2022
Karakoca Köyünün Fahri Hemşehrileri Dr. Muzaffer ve Dr. Bedia Topuz 12 Ocak 2022
1930’lu Yıllarda Biga-Çanakkale Arasında Kamyonla Seyahat Etmek 28 Aralık 2021
1930 Yılında Biga’da Yaşanan Deprem... 15 Aralık 2021
Cesaret Timsali Kayserili Ahmet Paşa 20 Kasım 2021
Çanakkale Memleket Hastanesi Yapılırken Kimler Yargılandı 09 Ekim 2021